Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.5.2001 tarihli, 2001/12-436 E. 2001/467 K. sayılı ilamı doğrultusunda, yapılacak olan incelemenin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
Kambiyo senetlerinde sahteciliğe ilişkin bilirkişinin kanaatini içeren raporun, hükme esas alınabilmesi için, bilirkişi raporunda incelemenin hangi ortamda ve ne tür teknik cihazlar kullanılarak yapıldığına yer verilmesi gerekmektedir. Bilirkişi raporunda sadece grafolojik ve grafometrik metotların uygulandığının belirtilmesi yeterli görülmemektedir. Yargıtay’ın da görüşü aynı doğrultudadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22.4.2004 tarihli 2004/5818 E. 2004/10153 K. sayılı ilamı; “…Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hangi ortamda, ne tür teknik cihazlar kullanılarak inceleme yapılıp sonuca varıldığı açıklanmamış; sadece, grafolojik ve grafometrik metotların uygulandığının belirtilmesiyle yetinilmiş, ulaşılan sonucun maddi dayanakları denetime elverişli şekilde ortaya konulmamıştır. Bu nitelikteki bir bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Mahkemece yapılması gereken iş, itiraza konu belge asılları ve yöntemince toplanmış karşılaştırmaya esas olabilecek nitelikteki diğer belgeler üzerinde, yukarıda açıklanan yöntem ve ilkelere uygun olarak, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması, ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesidir. Eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı karar verilmesi isabetsizdir” şeklindedir.
Kambiyo senetlerinde sahteciliğe ilişkin yapılan bilirkişi incelemelerinde, Adli Tıp Kurumu Grafoloji İhtisas Kurulu son mercii olmayıp, bu kurumca verilen raporlara diğer raporlara nazaran üstünlük tanınması doğru değildir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 20.03.2007 tarih 2007/2366 E. 2007/5280 K. sayılı ilamı; “…Denizli Cumhuriyet Savcılığı’nın 2005/5044 hazırlık nolu dosyasından yaptırılan bilirkişi nicelemesi sonunda düzenlenen 20.05.2005 tarihli raporda imzanın borçluya ait olduğu belirtilirken; İcra Mahkemesince Adli Tıp Kurumundan alınan 20.09.2006 tarihli bilirkişi raporunda ise takibe konu bono üzerinde atılı bulunan imzanın borçluya ait bulunmadığı sonucuna varıldığı görülmektedir.
Adli Tıp Kurumunun Grafoloji bölümünün imza incelemesinde son mercii olarak kabulü mümkün bulunmadığından bu rapora üstünlük tanınarak sonuca gidilemez. Mahkemece her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir” şeklindedir.
Adli Tıp Kurumu Grafoloji İhtisas Kurulunca verilen bilirkişi raporunun yargılamayı yapan yargıç tarafından yeterli görülmemesi halinde, Adli Tıp Genel Kuruluna gidilmeyip, grafoloji uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekmektedir. Zira Adli Tıp Genel Kurulunda grafoloji uzmanı bulunmamaktadır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 08.03.1990 tarih 8606/1887 sayılı ilamı; “… Adli Tıp Kurumu Grafoloji İhtisas Kurulunca düzenlenen 22.3.1989 tarihli bilirkişi raporu mahkemece hüküm kurmaya yeterli bulunmayıp Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna yeniden inceleme yapılması için müzekkere yazılmış olmasına ve Genel Kurulda grafoloji uzmanı bulunmadığından bu hususta Genel Kuruldan rapor istihsali mümkün olmamasına göre ara kararı gereğinin yerine getirilmesi de gerektiğinden mezkûr 22.3.1989 tarihli rapora veya taraflar lehine özel olarak verilen rapor alınarak sonucuna göre bir hüküm tesisi lazım gelirken Genel Kurul incelemesi için başvurulan Adli Tıp Kurumunun yeni Grafoloji İhtisas Kurulunca düzenlenen 1.6.1989 ek raporuna dayanılarak davanın kabulü cihetine gidilmesi bozmayı gerektirmiştir” şeklindedir.
Kambiyo senetlerinde imza ve el yazısına ilişkin sahtecilik olgusunu inceleyen bilirkişinin, grafoloji dalında özel bir ihtisas yapmış olması gerekmektedir. Yargıtay’da birçok kararında, grafoloji dalında özel ihtisas yapmamış olan bilirkişilerin verdiği raporlara itibar edilerek sonuca gidilmesini doğru bulmamıştır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 10.5.2007 tarihli 2007/7064 E.ve 2007/9601 K. sayılı ilamı; ”… İmza incelemesini yapan Doktor Tuncay’ın grafoloji dalında özel bir ihtisas yaptığı belgelenmeden adı geçenin verdiği rapora itibar edilerek sonuca gidilmesi doğru değildir” şeklindedir.
Kambiyo senetlerinin sahteliğine ilişkin yapılacak olan incelemenin, kambiyo senedinin aslı üzerinde yapılması gerekmektedir. Yargıtay’ın birçok içtihadında, asıl evrak üzerinden inceleme yapılması gerektiği vurgulanmış, fotokopi üzerinden yapılan inceleme ile yetinilmesi doğru bulunmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.6.1994 tarihli 1994/12-114 E. 1994/463 K. sayılı ilamı; “Adli Tıp tarafından verilen rapor, bir kısım tatbik imzaların bulunduğu belge asılları getirtilmeden belge fotokopileri incelenmek suretiyle düzenlendiğinden; bu rapora dayanılarak hüküm kurulması isabetsizdir” şeklindedir.
Yargıtay’ın net olan fotokopi üzerinden inceleme yapılabileceği yönünde kararları da mevcuttur. Yargıtay 11.CD. 10.7.2007 tarihli, 7226/4889 sayılı ilamı; “…fotokopilerde grafolojik tanı unsurları kayba uğramakta ise de; fotokopi belgelerin net olması halinde üzerinde imza inceleme yapılması mümkün bulunduğundan, sanığın ve onun adına belgeyi ibraz edenin olay tarihinden önceki günlere ait imza ve yazı örnekleri temin edilerek Adli Tıp Kurumuna gönderilip bilirkişi incelemesi yaptırılarak yazı ve imzaların kime ait olduğu saptanıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır” şeklindedir.
Kambiyo senetlerindeki imza ve el yazısı incelemelerinde, imza ve el yazılarının zaman içerisindeki değişimler, dikkate alınarak, karşılaştırmaya esas olacak imza ve el yazısı örneklerinin önceye dayalı yakın tarihli örnekler olmasına, dikkat edilmelidir. Kambiyo senetlerindeki sahteciliğin tespitine ilişkin yapılacak olan inceleme tekniklerinden, öncelikle, belgeye zarar vermeyen yöntemlerin tercih edilmesi bilirkişinin amacı olmalıdır. Kimyasal yollarla sahteciliğin tespit usulleri, sahteciliğin başka yollarla tespitinin mümkün olmadığı durumlarda başvurulan bir yol olmalıdır.
DAHA DETAYLI BİLGİ ALMAK İÇİN BİZİ ARAYABİLİRSİNİZ.