İş yerlerinde gerçekleşen kazalar nedeniyle birçok yaralanma olayı veya ölüm gerçekleşmektedir. Bu kazaların yüzde 99’u insan faktörü ile ilişkilidir. 6631 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na rağmen iş yerlerinin tedbir almaması, çalışanların kurallara uymaması, kullanım talimatları ve yönlendirici işaretlere uyulmaması, dikkatsizlik gibi sebeplerle gerçekleşen kazalardan dolayı ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olayların hukuki, cezai ve idari olmak üzere üç şekilde sorumluluğu ortaya çıkmaktadır.
İş kazalarının önlenmesi için, tehlikenin kaynağında kontrol altına alınması, riskleri azaltacak şekilde çalışma sisteminin kurulması, kişisel koruyucu ekipman kullanımının sağlanması, ilgili mevzuattaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir.
İş kazası Tazminat Davalarında, İş Kanunu’nun 77. maddesi gereği yapılan işin niteliğine göre, iş yerinde uygulanması gereken tedbirlerin neler olduğu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün ilgili maddeleri göz önünde tutulmak suretiyle: işyerinde hangi güvenlik önlemlerinin alındığı, hangilerinin alınmadığı, güvenlik önlemlerinin alınmasında ve uygulanmasında kimin sorumlu olacağı, kazaları önlemeye yönelik nelerin yapılması gerektiği, iş yeri ortamının özellikleri, kaza mahallinde yapılan incelemeler, ortam ve çevre gibi yönlerden yapılan analizler ayrıntılı bir şekilde araştırılarak ve incelenerek, kusura oranının tereddüt ve tartışma yaratmayacak bir şekilde belirlenmesi gerekir.
İş kazasından kaynaklı kusur oranına göre kusurlu taraf maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkûm edilmektedir. Maddi ve Manevi Tazminatı belirlenirken hakime takdir hakkı tanınmıştır. Hâkim, tazminat konusunda takdir hakkını kullanırken tarafların maddi durumları, kazadaki kusur oranları, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde bulundurulması gerekir.